SÜT DEĞERLİDİR: TEK İHTİYACIMIZ KALİTELİ SÜT PROJESİNİN İLK YURTDIŞI SEYAHATİ HOLLANDA’NIN LAHEY KENTİNE YAPILDI

1. YURTDIŞI ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU

Süt Değerlidir: Tek İhtiyacımız Kaliteli Süt projesi, Avrupa ve Türkiye deneyimi üzerine karşılaştırmalı analize dayalı çiğ sütün kalitesini iyileştirmek için bir yol haritası geliştirmek ve çiğ süt üretiminde kalite, hijyen ve güvenliği sürdürmeyi amaçlamaktadır.

Projenin özel hedefi ise, Avrupa ve Türkiye deneyimi üzerine karşılaştırmalı analize dayalı çiğ sütün kalitesini iyileştirmek için bir yol haritası geliştirme, çiğ süt üretiminde kalite, hijyen ve güvenliği sürdürme; Türkiye için AB mevzuatına uygun örnek bir model geliştirerek sivil toplum kuruluşlarını ve süt sektörü temsilcilerini, 5996 sayılı Gıda Kanunu kapsamında çiğ süt üretiminde özel hijyen hükümlerinin uygulanmasında aktif rol almaları için harekete geçirmektir.

Bu kapsamda Avrupa’daki sektör temsilcileri ile fikir alışverişinde bulunmak ve iyi uygulama örneklerini yerinde görmek amacıyla ilk yurt dışı çalışma ziyareti, SETBİR üyelerinin de katılımı ile Hollanda’nın Lahey kentine düzenlenmiştir.

İlk olarak süt ve süt ürünleri kooperatifi olan ZuivelNL öncülüğünde Hollanda Süt ve Süt Ürünleri Birliği ile görüşme yapılmıştır.

ZuivelNL (https://www.zuivelnl.org/) kooperatifinin kuruluş amacı, bir ticaret birliği olarak, süt çiftçilerinin çıkar grupları ve süt şirketleri arasında istişareyi kolaylaştırmak ve ortak girişimler yoluyla katma değer yaratmaktır. Ayrıca hayvanlara, çevreye ve topluma saygı duyarak Hollanda süt ürünleri zincirini güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Hollanda süt sektörüne ilişkin bir sunum gerçekleştiren Jurgen Jansen, ZuivelNL yönetim kurulunun işleyiciler ayağını Hollanda Süt ve Süt Ürünleri Birliği (NZO), çiğ süt üreticiler ayağını ise LTO Nederland (https://www.lto.nl/) ile Nederlandse Melkveehouders Vakbond olduğunu ifade etmiştir.

Bu yapının içerisinde, ihracat, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik, hayvan sağlığı, araştırma ve inovasyon konularında tematik gruplar oluşturarak çalıştıklarını, para bilgisi ve eğitim programları ve çiftlik ziyaretleri konularının ise diğer çalıştıkları konu başlıkları olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bu tematik grupların içerisinde çiftçilere ve süt ve süt ürünleri sektörüne hizmet eden diğer firmaların da yer aldığını ifade etmiştir.

Üreticiler ve ürün işleyicilerin oluşturduğu bu sistemin çalışmalarında kullanılmak üzere bir finansmanın ortak olarak sağlandığı vurgulanmıştır. Mevcut durumda 0,07 Euro / 100 kg süt için; çiftçilerin 0,05 Euro, sanayicilerin ise 0,02 Euro ödeme yaptığını belirtmiştir.

Hollanda ‘da 15730 süt çiftliği ve 1,6 milyon baş süt ineğinin olduğunu, 2020 yılında 14,2 milyon ton çiğ süt üretildiğini, ülkenin %26’sında süt üretimi yapıldığını, tarımsal alanın %52’sinin mera olduğunu, Hollanda ekonomisine tarım-gıda katkısının %14’ünün süt üretiminden geldiğini ve ulusal ticaret dengesine ise %7 pozitif bir katkı sağladığını vurgulamıştır.

Ayrıca yine 2020 verilerine göre çiftlik başına ortalama inek sayısının 101 olduğunu, çiftliklerin %41’inden fazlasının 100 baş ve üzeri ineğe sahip olduklarını, ortalama yıllık verimin 8904 kg ve ortalama çiftlik üretiminin 900 ton olduğunu belirtmiştir.

Hollanda’nın bir peynir ülkesi olduğunu, çiğ süt üretiminin %96’sının sanayide işlendiğini, toplam çiğ süt üretiminin %55’inin ise peynir üretimine işlendiğini ifade etmiştir.

Toplam süt ve süt ürünleri üretiminin %35’inin iç tüketimde, %40’ının AB içerisinde ve %25’inin ise AB dışında tüketildiğini belirtmiştir.

Hollanda’nın süt ve süt ürünleri ticareti hakkında, 7,6 milyar Euro’luk bir ihracat değeri olduğunu, bunun 5,4 milyar Euro’sunun AB ülkeleri, 2,2 milyar Euro’sunun ise üçüncü ülkelerden elde edildiğini ifade etmiştir. AB’de en büyük ihracat yapılan ülke olan Almanya’nın tek başına Hollanda ihracat değerinin yaklaşık %26'sını karşıladığını vurgulamıştır.

Anılan toplantının devamında ise Hollanda Süt ve Süt Ürünleri Birliği (NZO)’nden Ruben de Vries, 13 üyeli bir süt endüstrisi derneği olduklarını, üyesi oldukları firmaların zaten bir süt kalite sistemini uyguladıklarını, aralarında en küçük firma olan ve sadece turistik peynir üretimi yapan firmanın gelişmesi için çalıştıklarını belirtmiştir.

Süt kalite sistemlerinin (FoqusPlanet, KKM, CONOKKM), çiğ sütün yüksek güvenlik seviyesinin temelini oluşturduğunu belirterek, yasal ve alt yasal gereklilikler çerçevesinde, çiftlik hijyeni, veteriner ilaçlarının kullanımı, hayvan sağlığı ve refahı, yem ve su, sağım ve soğutma ve bunların sonucu olarak da kalite sistemlerinin işleyişini kanıtlamak için sonuçların izlenmesi işleyişinin olduğunu belirtmiştir.

Ayrıca bu izleme programı ile risk bazlı bir programın takip edildiği, bileşik örneklerinin aflatoksin, dioksin, ağır metaller, veteriner ilaçları ve radioaktivitenin yıllık veya gerekli olduğunda izlendiğini ifade etmiştir.

Çalışma ziyaretinin ilk günün öğleden sonrasında, Hollanda, Lahey büyükelçiliğimizi ziyaret ederek Ticaret Müşavir Yardımcısı Aşkın Peker ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Sayın Peker ile Türkiye et ve süt sektörleri ile Hollanda süt sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Hollanda çalışma şartları ile yatırım fırsatları üzerine bilgi alınmıştır.

Çalışma ziyaretinin ikinci gününde ilk ziyareti ‘HEIHOEVE B.V.’ çiftliğine yapılmıştır. Çiftlik sahibi hayvanların yetiştirilmesi, beslenmesi ve süt kalitesi hakkında tecrübelerini paylaşmıştır. Bu çiftlikte sağımın günde iki kere yapıldığını, hayvanlara verilen yemlerin çeşitliliğini, yemlik hazırlanan silajın üst kısmının bira fabrikası atığı malt içeren bir madde ile kapatılarak küflenmenin önlendiğini, buzağı alanlarını, süt sağıldıktan sonra depolanması gibi tüm çiftlik faaliyetlerini paylaşmıştır. Ayrıca bu çiftlikte yaklaşık 400 baş inek olduğunu ve sadece dört kişi işlettiklerini belirtmiştir.

İkinci çiftlik ziyareti ise ‘NESCIO’ çiftliğine yapılmıştır.  Çiftliğin sahipleri beşinci kuşak olduklarını belirtmişlerdir. Çiftlikte sağım ineklerinin istedikleri zamanda, sağım makinesine girerek, otomatik sağım yapılmaktadır. İneklerin her birinde otomatik izleme sistemi olduğunu, ne kadar süt sağıldığı, süt sıcaklığı, yediği yem miktarının kayıt edildiği belirtilmiştir. Hayvanların süt sıcaklığının artmasından hastalanabileceği, hareketlerinin artmasından ise kızgınlık döneminin geldiğinin tespit edildiği ifade edilmiştir. Ayrıca çiftlikte yem miktarları ve karışımlarının hazırlanması ile ortam temizliğinin tam otomatik robotik sistemler ile yapıldığı görülmüştür.

Bu çiftliğin karbon ayak izinin azaltılmasına ilişkin özel bir sistem kullandıkları belirtilmiştir. Bu sistemin süt çiftliklerindeki mineral akışlarını ayırmak ve yeniden kullanmak için dairesel bir gübre işleme sistemi olduğu ifade edilmiştir. Çıtalı zeminde küçük bir ayarlama, gübre ve idrarın ayrılmasını sağladığı ve kaynak odaklı ayırmanın ahırda daha az amonyak oluşmasına neden olduğu vurgulanmıştır. Ahır tabanının altında ve hemen üstünde oluşan gübre gazlarının tutulduğu, bir filtre ile amonyağın dairesel azotlu gübreye dönüştürüldüğü belirtilmiştir. Bu işlem ile emisyonlardan kaynaklanan nitrojen kayıplarının %70'inin gübreleme için kullanılmasını mümkün kıldığı vurgulanmıştır. Böylece gübreden elde edilen değerli bileşenlerle toprağın ve ekinlerin beslendiği belirtilmiştir.

Aynı gün CRV firma Bölge Müdürü Marcel Hartjes, katılımcılara Hollanda’da süt sığırı yetiştiriciliğine ilişkin yapmış oldukları çalışmalarla ilgili bir sunum yapmıştır. CRV’nin 25 000 üyesi ile Hollanda’nın en büyük tarım kooperatifi olduğunu belirtmiştir. Dünya çapında 60 ülkeden fazla 50 bin müşteriye hizmet verdiklerini, 2000 donanımlı çalışanları olduğunu vurgulamıştır.

En verimli süt ineğinin hangi ırk olacağı konusunda çalıştıklarını, ineklerin kesilmesi için ana sebeplerin neler olduğu (doğurganlık, mastitis, topallık, diğer hastalıklar ve diğer sebepler), ırk seçimi ile ilk üç ana nedeninin azaltılabildiğini belirtmiştir. Bu kapsamda farklı boğa spermaları ile doğurganlık, meme sağlığı ve ayak sağlığı ile ilgili ölçümlerin yapıldığını vurgulamıştır. Çiftçiler için ana konunun ne kadar az gider ile daha fazla üretim yapılabilir olduğunu belirtmiştir.

Sığır yetiştiriciliğinde üretim ve sağlık için yıllarca süren ıslahtan bir sonraki adımın yem verimliliği olduğunu vurgulamıştır. Süt çiftliklerinin, doğru genetiği kullanarak, yem maliyetlerinden 100 kg süt için 2 € tasarruf edebileceğini, çiftliğin karlılığı üzerinde büyük etkisinin olduğunu ifade etmiştir.

CRV’nin gerçek yem alımı verilerine göre yem alımı için yetiştirme değeri olan tek yetiştirici firma olduğunu vurgulamıştır. Uygun ırk ve tohumlama ile yem alım değerinin inek verimliliğini etkilediğini, aynı kuru maddede yem alan bir ineğin 9 kg daha fazla süt verdiğini tespit ettiklerini belirtmiştir.

Son zamanlarda ise su etkinliği üzerine çalıştıklarını, bir ineğin 1 kg süt üretimi için en az 3 kg su tükettiğini, yüksek verimli bir ineğin günde 150 kg’dan fazla su tükettiğini, su alımının yaşa, vücut ağırlığına, üretim seviyesine, iklime ve ineğin su verimliliğine bağlı olduğunu ifade etmiştir.

Karlılığı etkileyen faktörlerin yüksek yağ ve protein içerikli daha fazla çiğ süt üretimi, sütün kg’ımı başına daha az maliyet ve mastisit, doğurganlık, ayak sağlığı, ketozis ve yem verimliliğinin daha az gider yaratması olduğunu ifade etmiştir.

Islah yoluyla karlılığı artırmanın yolunun verimlilik ve sağlıktan geçtiğini vurgulamıştır. Katılımcıların sorularını cevaplayarak ziyaret sona ermiştir.

Fotoğraflar