SETBİR iftar yemeği

SETBİR, 1 Haziran 2018'de Ankara’da, Sheraton Otel’de bir iftar yemeği verdi. Yemeğe, dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılar Nihat Pakdil ve Hasan Özlü ile Hayvancılık Genel Müdürü Durali Koçak da katıldı. Aynı zamanda Dünya Süt Günü'ne denk gelen iftarda SETBİR Başkanı Tarık Tezel bir konuşma yaparak, üretilmesi ve tüketilmesi bakımından süt ve süt ürünlerinin önemini anlattı.

Değerli konuklar, SETBİR'in iftar davetine hoş geldiniz. Ramazan'ınız mübarek, orucunuz hayırlı olsun. Allah hepimize bayrama kavuşmayı nasip etsin.

Bugün aynı zamanda Dünya Süt Günü. Aranızda "Ama Dünya Süt Günü 21 Mayıs değil mi" diye soranlar olacaktır. Doğrudur, ülkemizde Dünya Süt Günü 21 Mayıs'ta kutlanıyor. Ancak Türkiye'nin de üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü'nün (FAO) 2001 yılında aldığı karar uyarınca, üye ülkelerin neredeyse tamamında Dünya Süt Günü olarak 1 Haziran kabul edilmiş durumda. Biz de SETBİR olarak bu yıldan itibaren, bu uluslararası karara uyarak, Dünya Süt Günü'nü 1 Haziran'da kutlamaya karar verdik. Öyle umuyoruz ki Türkiye süt ve süt ürünleri sektörünün diğer sivil toplum örgütleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız da gelecek yıldan itibaren Dünya Süt Günü'nü 1 Haziran'da kutlayacak.

İftar öncesi lafı uzun tutmadan ama aramızda gazetecilerin de bulunduğunu gözeterek, onlara takdim ettiğimiz, dün yapılan SETBİR Dünya Süt Günü açıklamasından da yararlanarak, süt ve süt ürünleri sektörü hakkında birkaç şey söylemek isterim. Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe kamu otoritesinden onaylı ve denetimli 2150 işletme faaliyet gösteriyor. Sektör yılda 18 milyar TL ciro yaparken, 50 bin kişiye doğrudan istihdam sağlıyor. Yanı sıra 200 bin çiftçi, 200 bin satış noktası ve 50 bin nakliyeci de süt ve süt ürünleri sektöründen ekmek yiyor. Türkiye'de geçen yıl 20,7 milyon ton çiğ süt üretildi. Süt sanayiimiz bu sütün %48,6’sını işleyerek 1,55 milyon ton içme sütü, 133 bin ton süttozu, 60 bin ton tereyağı, 690 bin ton peynir, 1,17 milyon ton yoğurt, 717 bin ton ayran üretti. Kalan süt ise kayıt dışı işletmelerde işleme tabi tutuldu, sokak sütü olarak tüketildi.

Bu yapı içinde SETBİR üyesi şirketler de günde toplam 27 bin ton süt işleyerek yer alıyorlar. Yılda 9,8 milyon tona denk gelen bu üretim miktarı, kayıtlı süt pazarının %97,4üne, Türkiye’de bir yılda üretilen toplam süt miktarı olan 20,7 milyon tonun ise %47,3’üne karşılık geliyor. Türkiye'de geçen yıl kişi başına 256,2 kilo süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketildi. Bu miktar, FAO verilerine göre dünyada ortalama 111,4 kilo, gelişmiş ülkelerde ise 300 kilonun üzerinde. Gerek SETBİR üyesi süt ürünü üreticileri gerekse sektörün diğer paydaşları, halkımızın en kaliteli ve en hesaplı süt ürünlerine ulaşması, hayvansal proteinin en sağlıklı ürünlerini tüketmesi için canla başla çalışıyor. Ancak yukarıda ifade ettiğim ve her fırsatta vurguladığım gibi, tüketim yeterli değil. Halbuki kayıtiçi üretim yapan süt ve süt ürünleri sektöründe üretim kapasitesi, bugünkünün çok üzerinde bir tüketimi karşılayabilecek seviyede. Bunun için yeterli kaynak, teknoloji ve bilgi birikimimiz var. Dolayısı ile hedefimiz, halkımızın tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, kişi başı yılda en az 300 kilo süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketmesi.

Ancak bu noktada çok büyük önem arz eden bir husus da bu süt ve süt ürünlerinin niteliğidir. Türkiye'nin seçimi sağlıklı süt olmalıdır. Pastörize edilmemiş çiğ süt, ambalajsız süt ürünü insan sağlığı için ciddi riskler taşır. Halbuki Fransız biliminsanı Louis Pasteur bundan 156 yıl önce (1862), sütü, hastalık yapıcı migroorganizmalardan arındırmayı başardı. Bugün de onun adını taşıyan yöntem ile süt ve süt ürünlerini hastalık yapıcı migroorganizmalardan temizliyor, veremi, tifoyu, dizanteriyi önlüyoruz. Ama ne yazık ki ülkemizde hala, bilimsel eğitimden geçmiş olmalarına rağmen kimi insanlar, uzmanı olmadıkları halde süt ve süt ürünleri hakkında ahkam kesmekte, tüketiciyi çiğ süt içmeye, ambalajsız ürün tüketmeye özendiriyor. Bu bilgi kirliliği, eğer önüne geçilmez ise halk sağlığını tehdit eden gelişmelere yol açabilir. Süt sağlıktır. Ama pastörize edilmiş, hijyenik ambalaj ile korunmuş süt ve süt ürünü sağlıktır. Sokakta satılan, pastörize edilmemiş çiğ süt ve pastörize edilmemiş çiğ sütten yapılan her türlü süt ürünü ise risklidir, sakıncalıdır.

Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinde tutacak olan gelecek nesillerdir. Dolayısı ile çocuklarımızı, gençlerimizi hayvansal proteinin en kaliteli ve en hesaplı kaynağı olan süt ve süt ürünleri ile beslememiz, milletin ve memleketin geleceği açısından elzemdir. Malumunuz önümüz seçim. 24 Haziran seçimlerinin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Ama Türkiye'nin önünde bir gün değil her gün yapması gereken bir seçim daha var: Beslenme.Orada da halkımızın, tüketicimizin sokak sütü yerine pastörize edilmiş sağlıklı sütü, kayıtdışı üretilmiş süt ürünü yerine ambalajlı ve hijyenik süt ürününü seçmesini diliyorum.

İftar davetimizi şereflendirdiğiniz için bir kez daha teşekkür eder, Dünya Süt Günü'nüzü kutlarım.

Fotoğraflar